Yıllardır uygulanan yöntem.Firmalarla toplantı ayarla, teker teker görüş, ürünlerin demolarını kullan, test et, kendi işletmene uyarla, analiz et, pazarlık et, hadi kullanmaya başladın, yıllık bakım ücreti adı altında o firmanın hizmet vermeye devam edebilmesi için pazarlama ve yönetim tarafından uydurulmuş ücretler öde.Software 2007 konferansında Motorola, Fedex, Disney, Toyota CIO'larının (özellikle Motorola :) ) tek dillendirdiği sorun.Bir yazılım ürünü alıyorsunuz, veya geliştiriyorsunuz veya outsource ediyorsunuz, bug'larla dolu, bugları bulup düzeltip patch ve fix liyorsunuz, dağıtımını sağlıyorsunuz.Peki Software as a Service bütün bu sorunlara çözüm sunuyormu? Yazılım dünyasının gideceği nokta hakkında yorum yapmak afaki konuşmalar olacaktır fakat bu yapı en azından benim aklımda bir sürü proje uyandırıyor.Gelelim dağınık sistemlere, Türkiye için konuşuyorum.Bir ülkenin en değerli varlıklarından biri insan kaynağıdır.Bizde harcanan, bir köşede unutulmuş, alakasız işlerle hayatını kazanmaya çalışan o kadar çok değerli insan mevcut ki, ben bu topluluğa dağınık sistemler adını veriyorum ve ne yazıkki hala bu sistemleri bir araya getirecek, yönetecek bir sistem mevcut değil, bu yönetimi gerçekleştirip bir yazılım ürünü ortaya koymuş başarılı bir yapı mevcut değil.Kaba tabiriyle;Dağınık sistemler = yatırımcı + yazılımcı + tekniker + sistemciNeden bu dağınık sistemler bir araya getirilip bir saas başarısı sağlanamıyor?